Eksik Görü: Tarihin Gölgesinde Kolektif Zekânın Kör Noktası
Toplumsal hafıza, bazen neyi gördüğümüzden çok, neyi görmezden geldiğimizle şekillenir. Bu körlük çoğu zaman bir bireyin değil, bir çağın kolektif zekâsının ürünüdür. Eksik görü; bireyin göz kapaklarından değil, toplumun bilinçaltından süzülür.
1. Eksik Görü ve Siyah-Beyaz Zihin
İkili düşünce sistemleri... İyi-kötü, biz-onlar, haklı-haksız gibi sadeleştirilmiş gerçeklikler... Bu, basit bir zihinsel alışkanlık değil; sosyopolitik bir şartlanmadır. Kolektif algı, kimi zaman sadece eksik değil, kasıtlı olarak eksiltilmiştir. Görmek, seçmektir; ama seçmek de bir körlüğü doğurur.
2. Akranlar Arasında Bile Körlük
Aynı düzlemdeki bireyler, eşitlik yanılsamasında birbirini tanıyamaz. Akran çalışmaları bile bu eksik görüşle şekillenir. Herkes bir şeyler söylüyor gibi görünür, ama kimse kimseyi duyamaz. Çünkü sorun aynı seviyede olmakta değil, aynı gözle bakmakta gizlidir.
3. Tarihsel Arka Plan
Tarih, sadece yaşanmış olaylar değil; aynı zamanda susturulmuş bakışlardır. Ulus-devlet inşaları, kolonyal anlatılar, resmi ideolojiler… Tüm bunlar kolektif körlüğün mühendisliğini yapar. Ne gördüğümüz kadar, neyi görmeye zorlandığımız da tarihsel bir tercihtir.
4. Sosyopolitik Zekânın Tuzakları
Zekâ, bireysel olduğu kadar toplumsaldır da. Ancak sosyopolitik bağlamda zekâ, çoğu zaman gerçeği değil, normu korur. Bu da eksik görüyü “doğru bakış” gibi sunar. Oysa çoğu zaman en derin yanılgılar, en çok alkışlanan düşüncelerle gelir.
Sonuç
Belki de asıl devrim, yeni bir şey görmekte değil; eksik olanı tamamlamakta saklıdır. Kolektif zekâ, ancak yüzleştiği ölçüde olgunlaşır. Çünkü göremediğimiz şey, çoğu zaman en çok ihtiyacımız olandır. Görmenin kendisi, bazen bir cesaret biçimidir.
E.G.
No comments:
Post a Comment