Friday, June 27, 2025

Bir başkası...


BİR BAŞKASINA SESLENDİĞİNDE ARTIK SEN YOKSUN




Bir başkasına seslendiğimiz anda, kendimiz olmaktan çıkarız.

Çünkü seslenmek, kendini terk etmektir.

Birine yöneldiğinde, yön değiştirmişsindir artık.

İçinden çıkan ses, karşıdan bir yankı bekler.

Ve o anda, sesin senden kopar.

Sen artık yalnız değilsin.

Ama kendin de değilsin.


Her “sen” dediğimizde, “ben”i bırakırız.

Kendi varlığımızı askıya alır, başkasının varlığına geçici bir izin veririz.

Bedenimizde bir yabancı uyanır:

Onaylanmak isteyen, anlaşılmak isteyen, kabul görmek isteyen bir figür.

O figür, senin yerine konuşur.




Bu bir rol değildir.

Bu bir maske de değildir.

Bu, insanın doğasında var olan bölünmedir.

İletişim, varlığın parçalanmasıdır.




Kendine konuşurken bile kendin değilsin.

Çünkü ses artık dışa dönüktür.

Ve dış, içi bozar.


O yüzden her sesleniş, bir yabancılaşmadır.

Ve insan, bir kere seslendi mi…

Bir daha asla tam olarak kendine dönemez.




E.G.



No comments:

Post a Comment

NOW

  NOW: The Constant of Time and the Echo of Self The body moves through the rhythm of night and day. Entropy flows, and the laws of nature...