Friday, June 27, 2025

ETIK


ETİK: Etkisizliğin Etiketi mi?




Etik nedir?


Bir kural mı?

Bir davranışlar bütünü mü?

Toplumsal bir sözleşme mi, yoksa insanın içinden gelen bir pusula mı?





Doğada etik var mı?


Kartal, avını parçalarken etik mi davranır?

Aslan, sürüsüne liderlik ederken bir "değer" mi gözetir?

Yoksa doğa sadece olur...

Ve biz, insan; bu olanlara bir anlam mı biçeriz?


O hâlde soralım tekrar:

Etik doğaya ait mi, yoksa insanın kendisine taktığı bir etiket mi?


Etik bir ruhsal alan mı?

Yani vicdanın izdüşümü mü?


Yoksa bir sosyoloji konusu mu?

Toplumun birlikte yaşama biçimi olarak dayattığı, yazısız ama zorunlu bir yasa mı?


Peki ya etik, aslında hiç adil değilse?

Çünkü çoğu zaman en etik görünen davranışlar bile çoğunluğun normlarını yansıtır, azınlıkları ezer.



Etik belki de laik bir bilinç gerektirir;

Tanrı korkusu değil, insan sevgisiyle dengelenmiş bir sorumluluk duygusu…

Belki de tam burada doğar:

Sevgi.

Ve belki de etik, sevginin kamusal yansımasıdır.

Sevgi içte kalır, etik dışa yansır.



Ama…

Bu da bir varsayım.



Etik madde değil.

Fizik de değil.

Elle tutulmaz, gözle görülmez.

Ama varlığını en çok yokluğunda hissederiz.

Tıpkı hava gibi.

Bir davranışın etik olmadığını biliriz.

Ama onun etik olduğunu asla tam söyleyemeyiz.

Çünkü etik tanımlanamaz, sadece yaşanır.

Ve bazen yaşanamaz...


Çünkü etik bir etikettir.

Bir davranışın üzerine yapıştırırız:

"Etik değil!"

Ama sormayız:

Kimin için?



Etik belki de bir etkisizliktir.

Çünkü bir şey “etik” olduğunda, artık o davranışın ruhu kalmaz.

O bir beklentidir, bir etiketin gereğidir.


Ve insan, etiketlere göre değil, içten gelen bir ahenge göre yaşamalıdır.

O yüzden belki de etik, etik değildir.



> "Etik, ahlâkın duvara asılmış fotoğrafıdır. Ama o duvarda asılı olan, artık nefes almaz."

 E.G.




No comments:

Post a Comment

NOW

  NOW: The Constant of Time and the Echo of Self The body moves through the rhythm of night and day. Entropy flows, and the laws of nature...