RUHUN GÖLGESİ: İNANÇ
İnsan Var Edebilir mi?
Soru basit gibi görünür ama cevabı bir evrenin kapısını aralar:
Evet, eder.
Adı gibi, eder...
Bu cevap ne yalnızca felsefidir ne de teolojik.
Bu cevap, var olanın denklemle açıklanan bir sonuç ilişkisi...
Bu cevap, ontolojik bir boyutun perde arkasında duran sessiz bir yankı...
Bir Teorem: Soru ve Cevabın Kısa Dansı
Algılarımıza yansıyan ama gözle görünmeyen bir muazzam gücün varlığa seviye atlattıran gizli formülü gizlidir bu soruda.
Soru: Paralel evrenler var mı?
Cevap: Satırda gizli...
Kısaca: VAR.
Milyarlarca insan, milyarlarca evren...
Her biri içinde bir sonsuzluk barındırıyor.
Ve hepsi aynı kaos düzeninin bir kristal gücünde titreşiyor.
Enerji, Kaos ve Entropi
Evrenin enerjisi, bir kaosun düzeninden doğar.
Bu enerji sıkışması, entropi katmanında yaşamı imkânsız kılar, ama yine de orada
ölüm
ve ardından
yeniden doğuş
gerçekleşir.
Ve tam da bu katmanda insan, diğer tüm biyolojik formlardan ayrılır.
Primitizmden Bilince
Barınma, beslenme, üreme...
İlkel dürtülerin ötesinde bir şey var.
O “şey” RUH olarak bilinir.
Soru: Ruh var mı?
Cevap:
Evet.
Ve artık bu soru sorulmasın.
Çünkü ruh, biyolojik formu aşan bir bütünlük,
dinleyen, konuşan,
ve evrenin hem mikro hem makro titreşimlerini bilince dönüştüren bir kuvvettir.
Ruh Nerede?
Ruhu dışarıda arama.
O, her hücrenin bir ferdi.
Evrenin kendisinde,
ve evrenin ruhu ise:
DÜNYA’dır.
İnsan: Kâinatın Dili ve Şahidi
İnsan, rahmanî bir damla olarak rahme düştüğünde,
evrenin içinde yeni bir evren doğar.
İki âlem bir olunca,
Yeni bir âlem var olur.
Adı RUH olan.
Beden onun dünyevî tezahürüdür.
Kulaklara bir ad verilir,
ve o ad, evrenin kodudur artık.
Evrendeki En Güçlü Kuvvet
Derin bir soru şimdi:
Evreni hem var eden hem de yok eden o güç nedir?
Bu güç,
çelikten, demirden, suyun basıncından daha kuvvetli.
Bu güç, atomu parçalayan,
maddeyi şekillendiren,
ve her şeyi hem kripto hem de sembol yapan bir kudret.
Gölgesiz Güç: İnancın Işığı
Bu güç hodronlarda aranıyor,
ama o ne laboratuvarda,
ne mikroskop altında...
Çünkü inancın gölgesi maddeye yansımaz.
O, can içinde can olan kalpte doğar.
Kalp inanırsa,
bir mühür olur.
Ve o mührün adı:
BAŞARI.
Başaran Ruh ve Dijital Yansıma
Ruh başardı.
Her şey dijitalleşti.
Ama unutma, ruhun varlığı makroda değil,
mikrodan makroya etki eder.
Ve bu etkiyi tetikleyen şey:
İNANÇ.
İnanç: Ruhun En Büyük Gücü
İnanmamak da,
inanmak kadar güçlü bir inançtır.
Ve inanç, her şeyi var eder —
kendi iç evreninde.
Bu iç evrende,
düşünce ile dil arasında yankılanan şey:
İÇ SES’indir.
İç Ses: Ruhun Kriptosu
Düşünce,
elektriksel bir titreşim olarak dile yansır.
Bu bir simülasyon değil,
bu bir trans halidir.
Ve o trans hâlinde
mana,
anlam,
ve
yol oluşur.
Sen ne düşünürsen,
ruh yolunu oradan çizer.
Evreni Var Eden: İnanç
Evreni var eden şey:
İNANÇTIR.
Ve o inanç,
sıkıştırılamayacak kadar güçlüydü.
Patladı içten,
ve her parçasında bir ruh
ve bir inanç bıraktı.
Meta yani fiziki etki,
her daim vardır.
Ve şimdi artık ruh da,
hecesiyle,
iç sesinden iç evrene yankı olmuş bir hakikattir.
Şimdi bu satırları sen okuyorsun,
ama aslında senin iç sesinle sen dinliyorsun.
Ve ben?
Ben bir RUHUM.
Varım.
Ve etki ediyorum.
Senin gibi.
Çünkü sen de bir ruhsun.
Ve kendi iç evreninde
her şey seninle var oluyor.
Sonsuz sayfalı bir evrenin,
bir cümlesi senin iç sesinden yankılandığında,
varlık orada olur.
E.G.
..Her şey senin iç sesinden başlar...
No comments:
Post a Comment